Okuduklarım – Mart ve Nisan 2020
2020 yılında geç kaldığım bir alışkanlık konusunda karar vermem ve bir rutin oluşturmam zihnimde inanılmaz etkiler bırakmaya başladı diyebilirim. Kitap okuma alışkanlığı kazanmak konusunda zorlansam da artık düzenli bir rutin haline getirmek ve sürekli okumak inanılmaz rahatlatıyor.
Bu yıl kitap okuma rutini oluştururken kendime günlük 10 sayfa kitap okumak gibi bir hedef belirlemiştim. Bu hedef doğrultusunda ayda normalde 1 kitap okumam gerekiyordu. Ocak ve Şubat aylarında 4 kitap okuyarak tamamladım. Belirlediğim rutin hedefimin ilerisindeydim. Küçük bir adım bakalım ilerleyen süreçte bize neler katacak.
Mart ve Nisan ayında 2 kitap okudum ve diğer aylara göre geride kapatmış oldum. Aslında aylık hedefimi tutturdum ve 4 aylık zaman dilimini 6 kitap okuyarak tamamlamış oldum. E-ticaret sektöründe çalıştığım için ve içinde bulunduğumuz pandemi (Covid-19) sıkıntısından dolayı iş hayatım oldukça yoğun geçiyor. İş hayatına ek olarak bir de üniversite sınavları eklenince kitap okuyacak zamanı bu aralar pek kendimde bulamadım. Buna rağmen yıl başında belirlediğim hedefime ulaştığım için içim bi nebze rahat. Kitaplara daha fazla vakit ayırmak istesemde bu şu an için pek mümkün olmuyor maalesef..
İçindekiler
Kuyucaklı Yusuf – Sabahattin Ali
Sabahattin Ali’nin en sağlam romanlarından biri diyebilirim. Önceki romanlarında daha çok Batılılaşma sorunlarını kaleme alırken, Kuyucaklı Yusuf kitabında ezilen köylülerden ve toplumsal yapının aksayan yönlerine dair sorunları kaleme almış.
Yusuf, Kuyucak’ta doğmuştur. Köylerini haydutlar bastığı ve anne babasını öldürdükten sonra yetim kalmıştır. Kazanın kaymakamı olay yerini incelemeye geldiğinde kimsesiz ve sefil bir durumda olan Yusuf’u görür onu sahiplenir. Kaymakam Yusuf’u evlatlık edindikten sonra adı Kuyucaklı Yusuf olarak kalır.
Kaymakamın Yusuf’tan biraz küçük Muazzez isminde bir kızı vardır ve aslında tüm hikayenin özetinin bu iki insanın arasında geçtiğini söyleyebilirim. Kitap genel olarak toplumda köy ve kasabalarda dahi toplumsal eşitsizliği, adaletsizliği ve insanların hırsları ve aptallıkları uğruna insanların hayatlarını nasıl kararttığını konu alıyor. Etkileyici ve bir o kadar acı bir hayat hikayesi barındırıyor.
Hünkarım – Bahadır Yenişehirlioğlu
Bahadır Yenişehirlioğlu’nu TRT1’de yayınlanan Payitaht dizisinden tanıma fırsatı bulmuştum. Beğendiğim oyunculuğu dışında yazar yönünü ayrı sevdiğimi söyleyebilirim. Hünkarım kitabı Sultan Abdülhamid ile dostu, sırdaşı Tahsin paşa arasında geçen ilişkiyi konu alıyor.
33 yıl saltanat sürmüş, devlet yönetmiş bir padişahın elem dolu yılları ve sonrasında yaşananları Tahsin paşanın hatıratları ile kaleme alan yazar, Tahsin paşayı anlatırken liyakat ve sadakatin eşsiz bir örneği olarak karşımıza çıktığını anlatıyor.
Mücadele ve acının harmanlandığı zor geçen yılları okudukça insanın memleketinde dışarıdan bir düşmana ihtiyacı olmadığını ve içerideki kendi insanımız bildiğimiz düşmanlarımızın yeterli olduğunu anlıyoruz.
“Çünkü ümit gayb’dır… Gayb ise yalnızca Allah’ın kudret ve tasarrufundadır. Ümitsiz olamazsın.”