Düşündüren İnsanlık
Öyle bir zamandayız ki ülke olarak sanki herkes namlularını bize çevirmiş gibi geliyor. Böyle düşünmemize sebep olan o kadar çok şey var ki bu aralar. Salı akşamı Atatürk Havalimanında gerçekleştirilen hain saldırı sonrasında verdiğimiz onca canlar bir kez daha yüreğimizi dağladı. Fazla değil 6 km uzaktım bu hain olaya. Tesadüfen yaşıyoruz yaradanın bize bahşettiği hayatı. Tesadüfen yaşıyoruz yaşamasına da muhakeme yeteneğimizi de doğru kullanamıyoruz bu elim olaylar karşısında. İnsanı düşündüren o kadar enteresan yorumlar duyuyorum ki ister istemez çıldırıyor insan.
Herkes kendi düşünce tarzı ile yaklaşıyor olaya. Kimse orada yitirilen canlar, bu canların ailesi ne durumdadır diye sorgulamıyor umrunda bile değil çünkü. Sosyal medya’da yas ilan edenlerin, paylaşımda bulunanların yarısı o kadar samimiyetsiz geliyor ki ister istemez bu insanlarla aynı vatanı nasıl paylaşıyorum ben diyorum. Ne olursa olsun ülke olarak çok zor günler geçiriyoruz. Bu konuda farkındalık yaratacak hiçbir hamlede bulunmuyor ne devlet büyüklerimiz ne de vatandaşlarımız. Kardeşim birgün bir olun birlik olun. Bırakın parçalanmayı bırakın siyasi kafalarınızı bir kenarada bir araya gelin bu acı günlerde.
Böyle bir olayda aklına ilk gelen ülken ve orada yitirilen canlar değil de yere göğe sığdıramadığınız hükümet yöneticileriniz ise gerçekten ahmaksınız ve daha da ileri gidiyorum insan bile değilsiniz demektir.
Böylesine acı bir olay yaşandıktan sonra aklına ilk gelen şey hükümetin istifa etmesi gerektiği ise insan değilsin demektir.
Havalimanında patlama oluyor. Taksici arkadaşlar da yüksek ücretle havalimanından şehiriçine yolcu taşıyorlar. Böylesine acı bir krizi fırsata çevirebiliyorlar. Bu ahmak sürüsü ile 1999 depreminde henüz 10 yaşındayım ateş yakmak için odun arıyoruz ne fiyatlar çekerlerdi. Bırak odunu herifler makarnanın paketini 100 liraya satarlardı. O babaların evlatları, bu şerefsiz taksiciler! Nicesi var böyle de duyduğum zaman iğreniyorum bunlar bizim insanımız değil diyorum.
Bırakın artık şu menfi düşünce yapısını bir kenarada bir olalım birlik olalım! Bugün eğitimsizliğin cahilliğin cezasını çekiyoruz. Önce insanımızı eğitelim. Işid denen Allah’ın belası örgüt her geçen gün haddini aşan eylemler yapıyor. Ancak adamları hala ‘kukla bunlar’ ‘maşa olarak kullanılıyorlar’ gibi ahmakça konuşmalarla küçümsüyorlar. Bugün yitirilen birçok canın sebebi bu şerefsizler. Bunlarla alakalı artık somut bir politika değişikliği gerekiyor.
Havalimanına en son ay başında gitmiştim tarihi hatırlamıyorum. Havalimanı girişinde hep aynı cümleyi kurardım, hala da kurarım. Yahu bunca polis girişte neden hiç araçlara bakmıyor, ulan insan açar bi bagaj kontrolu yapar bi durdurur el feneri ile aracın içindekilere bakar diye. Öylece havalimanın girişinde beklerlerdi. Onlarada suç bulmak istemiyorum bunlar tamamen talimatlarla gerçekleşen önlemler. Ama neden sorusu hep aklıma geliyor sinirleniyorum. Havalimanı İç/Dış hatlar alanına girişte kemerle giremezken asıl tehlikenin dışarıda olduğunun kim ne zaman farkına varacaktı bu elim hadise olmasaydı? 42 canın yitirildiği 239 insanın yaralandığı böylesi büyük bir saldırımı bizim aklımızı başımıza getirecekti. Gerçi getirdimi bunuda anlamış değilim.
Hala çıkıp aynı saçmalıkları söyleyenler var!
Güvenlik zaafiyeti vardı bunu kabul edemiyorlar ve çıkıp diyorlar ki zaafiyet yoktu. Ulan bunu sormadık ki bırakın lan artık kendinizi aklamayı. Akta değilsiniz zaten! Artık sorgulayın bu başımıza gelen olayları, araştırın, sonuçlandırın, önlem alın. Yaşanamaz bir ülke oluyoruz git gide. Hergün tedirgin çıkıyoruz evden. Gün içerisinde neler yaşayacağımızdan habersiz yaşamımıza bakıyoruz. İşin acısıda bu belirsizlik ve tedirginlik. Her sabah eşimi işyerine bırakıyorum ama dönerken hep aklıma olumsuz düşünceler geliyor. Keza yoldayken kendim için de düşünmüyor değilim. Bunca olumsuzluk varken hala bu satırları yazabiliyor olmak ve düşüncelerimi paylaşabiliyor olmak bile bugün şükretmemiz için en büyük neden. Ya yarın?…