Türk Olmanın Grafiklerdeki Karşılığı
Türkler diğer milletlere göre her zaman ayrıcalığı olan ve birçok konudada ‘İyi ki Türk’ doğmuşuz dedirten durumlara neden olabiliyor. İyi ki diyorum çünkü bizde ki pratik zeka ve ölçümlenmesi zor olan samimi sıcaklık diğer milletlerden bizi ayıran en güzel yanımız. Ancak durumu gelişim açısından yorumlayacak olursak eğer, pek te iyimser yorum yapamam. Armut piş ağzıma düş mantığı ile hareket ederiz. Buda bizim şimdiye kadar ki en büyük kaybımız. Manevi değerlerimizi, ülkemizi çok severiz ve savunuruz. Bunların sonucundada ortaya değişik davranış biçimleri çıkmaktadır. Ben bazı durumlarda şikayetçi olsam da vatanımdan, milletimden, kişiliğimden yana her zaman şükrediyorum. Türk olmanın grafik karşılığını yorumlamadan önce gelişim derken tam olarak neyi anlatmaya çalıştığımı aşağıda bir video ile belirtmek istiyorum.
https://youtu.be/QCJYmycNEVo
Hal böyle olunca kimse gelişmeyi ve bilime bir katkı sağlamasını bu çocuktan bekleyemez. Hoş bizim zamanımızda biz de kibritle, barutla oynardık. Şuan ki neslin çabasına yine de hayranım ama müsade etseler! Biz 3 yaşındayken misket oynamayı beceremezken, şimdi ki neslin zehir gibi akıllı telefonları, tabletleri kullanması, uygulama yüklemesi oyun oynaması gibi durumlar söz konusu. Nereden nereye değil mi? Hal böyle olunca tabi ki kuşak farklılıklarıda oluyor.
Tüm bunların varolmasının gelişmesinin yanında Türk olduğumuz için hiç değişmeyen bazı somut kavramlar var. Bu kavramlara, alışkanlıklara, adetlere her ne derseniz deyin. Hastayım! Gerçekten hiç değişmesin istiyorum. Teknoloji, bilim nereye giderse gitsin hiç gerçek benliğimizi kaybetmeyelim. Türk’lük derken bu arada yanlış anlaşılmak istemiyorum. Bu vatan toprağında doğan, göç eden, büyüyen herkeste hemen hemen bu tür alışkanlıklara sahip, o yüzden herhangi bir ırkçılık algılanmaması için de özellikle belirtmek istiyorum.
Gelelim Türk olmanın grafiklerle karşılığına. Çin’de doğup büyüyen ancak 14 yaşında Almanya’ya taşınan sanatçı Yang Liu, doğu ve batının farklı yaşam tarzlarını minimalist grafikleriyle anlatmış. Batıyı temsil eden mavi fonlu çizimlere gıpta edebilirsiniz. Doğuyu temsil eden kırmızı fonlu çizimlerde de mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız.
Sırada Beklemek:
Bizim sıra beklemelerimizde bir başkadır. Karmaşayı sever birbirimizi ezerek hallederiz işimizi. Metro’da, Hastane’de, Devlet dairelerinde sıra numaran dahi olsa durum değişmez.
“Ablacım sıra numaram sizden önce benim müsade edermisiniz?”
“Olurmu yahu, daha yeni geldin sen, sabah 7’den beri bekliyorum!”
Yaşam Tarzı:
Batının özgürlüğü bizde geçerli değil. Ya yedi sülaleyi toplar, yada hepsini bir araya toplamanın bir yolunu buluruz. Lan tek takılalım ne olacak ki! Yoook Türk’üz olm biz..
“Kahvaltıya arkadaşları çağıralım, akşam annemlere yemeğe gidelim. Sinemada film de tek başına çekilmez baldızlarıda çağıralım, herkesi toplayalım herkesi…”
Partilerde:
Partiye gidelim, alalım kız arkadaşımızı yanımıza kendi halimizde takılalım. Yok öyle! Nerede olm bu halay başı, hadi toplanın bir halay çekelim!
“Siz nasıl gençlersiniz, oturmaya mı geldiniz, hadi kalkın bir halay çekelim.”
Problemlere Bakış:
Türk olarak problemlere bakışımızda başkadır bizim. Sorun nedir bir bakalım mı? Ne gerek var abi boşver yolumuza bakalım. Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın yahu!
“Olm herifi araya almışlar yediler lan, gel bir yardımcı olalım! Ya bırak keyfimiz kaçmasın ne gerek var sende..”
Ulaşım Seçimi:
Ulaşım konusunda batıdan oldukça uzağız aslında. Olaylara bakış açımız farklı. Arz talep döngüsüne göre yolumuzu çiziyor, yada çizmeye çalışıyoruz.
“Arabası var mıymış? Bu devirde arabasız olmaz, araba büyük rahatlık.”
Yaşlıların Yaşamı:
Yaşlı amcalarımız, teyzelerimiz aslında sandığımız kadar emekliliğin tadını çıkartamıyor. Malum torun sahibi oluyor, Anne, Baba çalışıyor. Kime bırakalım çocuğu bizimkiler bakar ya!
“Biz de toruna bakıyoruz işte, çok güzel amcası, torun çocuktan tatlı oluyormuş vallahi.”
Patron:
Türk olarak patron, işçi ilişkiside başkadır. Patron küçük dağları yaratmıştır, işçiyi de o dağın eteklerinde yaşamayı benimsemesi için çabalar ama işler pekte istediği gibi gitmez hani.
“Patron geliyorum dedi gelmedi daha, bekliyorum. Ben bu gece mesaiye kalıcam sanırım, siz çıkın eğlenmenize bakın.”
Çocukluk:
Bizim çocukluğumuzda, insanların ilgi odağı olduğumuz doğrudur. Ama bizi boğacak kadar olunca işin rengi her zaman değişiyor. Hal böyle olunca kimin elinde büyüdüğümüzde anlaşılmıyor. Türkiye şartları ne yapacaksın!..
“Bizimkiler çalışıyordu, babaannemin elinde büyüdüm ben.”
İçecek:
Çayıda severiz hani. Çay deyince aklıma Hamza hocam geliyor. Nasıl bir algı yönetimidir bu Teakolik! Kola’yı hiçbir zaman sevemedim. Zaten batılılarında ağzının tadı yok. Demle koca bir demlik çay, iç kana kana. Şiştiniz iyice kapılardan geçmiyorsunuz!
“Başım çatlıyor yine, eve gidelim de bir çay demleyelim.”
Batı ve Doğu Milletinin Açık Büfe Anlayışı:
Yazımı açık büfe anlayışımız ile sonlandırmak istiyorum. Keza eşelemeyelim artık daha fazla, biz böyle iyiyiz!
Kaynak: Yang Liu Design